16 Haziran 2006, Cuma, Allah’ıma kitabıma çok aptal bir insanım ben. Sen sabahın 07.37’sinde uyu 11.45’e alarm kur sonra kalkmayı um. Telefoncağız ne yapsın çalmış çalmış pilini bitirmiş susmuş. Tabi ne vardı bu gün 13.40 da… Okulun 2005 – 2006 sezonun son dersi. Tabiî ki devamsızlık hakkım olmadığı için o 15 dakikalık derse girmek zorundaydım ama uyandığımda saat 16.40 idi. Yani anlayacağınız uyandığımda hazırlıkta sınıfta kalmış, hazırlık eğitim sürecimi 4 ay uzatmıştım. Kalkar kalkmaz telaş içinde okula gidip gördüğüm herhangi bir hocaya sarıldım. HTU odasına girip listeden COPE’a girebileceğimi söyledi, ama ben yine de emin değilim. İnşallah sınav sabahı süpriiiiz demezler bana. İnsanlık âleminin doğum yıllarına göre kuşaklara ayrılmasından nefret ediyorum. Çünkü bu ayrım sonucunda ortaya çıkan farklar sinirimi çok bozuyor. Belki insanlık hiç kuşak diye bir laf icat etmeseydi bu farklılıkların hiçbirisi olmayacaktı. İstemiyorum 1950, 1960 kuşağının duygusuz olmasını, fakirlik içinde her şeyi kendi alın terleriyle ve emekleriyle yapmış olmalarını. Neymiş efendim biz hiçbir şeyin değerini bilmiyormuşuz, ne istersek önümüzdeymiş yine de başarılı değilmişiz. Hadi bütün bunları geçtim hiç duygusal değiller veya duygularını gösteremiyorlar. Gösteremiyorlar dedim çünkü o kuşaktan birçok yazar ve şair çıktı. Ama banane gösteremedikten sonra, ben istiyorum ki beni anlasınlar biraz olsun düşünsünler acaba benim de duygularım var mı? Acaba gün gelir ben de duygusal olarak yıpranır mıyım? Neyse çok yıprandım sanırım iyi geceler.

6 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Merhaba..
Bize de öyle derlerdi ..Bence bunları kafaya takmadan yaşamak lazım..Ben hiç bakmam mesela arkadaşımın yaşına başına..Kendi çizgim var ..ne dışarı ne içene taştığım..
4lü ankette yaşadığın yerlere Pınarhisar yazmamışsın dikkatimi çekti :))

NoktasizvirguL dedi ki...

Öncelikle ilk commenti yazdığınız için teşekkür ederim. Artık Blog komşum ve misafirimsiniz :)

Kafaya takmadan yaşamak biraz zor gibi duruyor. Sonuç olarak annem ve babam o kuşaktan. Ben takmasam da onlar benim kafama takıyor zaten :D

4'lü anketi yazarken şimdi yaşadığım yerleri yazdım. Yani bu aralar bu yıllarda yaşadığım yerler. Pınarhisar'dan 4 sene önce ayrıldım ve izleri halen üstümdedir.

Yoksa siz Pınarhisar'da bulundunuz mu ?

Asortik Krep dedi ki...

Artık devamlı misafirin ve okuyucun olmak istiyorum :))
Ne kadar anlarsak anlayalım bunu çocuğuna yansıtması zor oluyor..Birde çok denedim arkadaş gibi olduğumuzda arkadaş gibi davranan biz oluyoruz çocuklar yine bize arkadaş gibi davranmıyor :))Şikayet değil bu sadece gözlem..
Pınarhisarda bulunmadım ama bilirim..Çünkü Anne tarafım Demirköylü :))

NoktasizvirguL dedi ki...

Misafirim ve okuyucum olmanız bana onu ve guru verir :)

Ya belki belli bir yaşa kadar anne gibi davranılmalı ancak 18 yaşına girdim hala 12 yaşımdakiyle aynı davranışlar. Hayır sakın 18'ine girmiş hemen kendini büyümüş zannediyor diyebilirsiniz, ancak öyle değil. Ben bunları yaklaşık 3 senedir söylüyorum yani ilk kez 15 yaşımdayken söylemiştim. Lise birdeydim ve yurtta kalıyordum. Sonra aradan geçen 2 sene içinde evde kalmaya başladım ve sanırım o sözü çok fazla tekrarlamadım. Sonra şimdi üniversite hazırlıktayım ve yine aynı şeyleri söylüyorum, ancak bu seferki lise birkinden çok daha ciddi ve anlamlı bence :)

Demirköyü bilirim çok tatlı bir yerdir. Hayatımın ilkokul 5 orta son arası Pınarhisarda üj bej ile geçti. Mükemmel senelerdi. Oradaki gibi insanlar bulmak cidden zor..

Misterio dedi ki...

HTU falan anlamadım ben ama uzamasın yaa olabilir öyle şeyler insanııız :/ ben hep gecikiyorum, yaşasın okulum :P

kuşak lafına suç bulma, o bahane :) hem eminim sen de söyleyeceksin zamanı gelince bunu, ben yavaş yavaş değişen nesle söyler oldum.. acı ve de gerçek :/ ;)

NoktasizvirguL dedi ki...

HTU bir felsefedir... HTU kendisi ulu bir varlık... Örtmenlerin örtmeni, onlar ne derse o oluyor. Yani yılanın başı onlar :)

Cidden dediğin şey acı ve gerçek :(
Ama ben elimden geldiğince arkadaş kalmaya çalışacağım çoçuklarımla :)

İzleyiciler